Dünya Satranç Şampiyonu Kim Olacak? 1. TUR 2014 Dünya Şampiyonluğu Unvan Maçı'nın ilk partisi unvan maçlarının geleneğine uygun bir şekilde harika bir mücadeleye sahne oldu. Sekondantı Hammer'in Anand'a karşı 2013 Norveç Satranç Turnuvası'nda oynadığı -ve kaybettiği- partide oynanan Grünfeld'in yan varyantlarından 5. Fd2 varyantına giren Carlsen karşısında Anand yaptığı hazırlığı hızlı hamleleriyle gösterdi. 20. hamleye kadar konumsal üstünlüğünü koruyan Anand kendisi için biraz daha iyi olan bir finale girmek yerine vezirini konumunu bozmak pahasına tahtada tutmak isteyince Carlsen dakik hamlelerle rakibinin baskısını püskürterek girişimi ele aldı. Tam Carlsen acaba geçtiğimiz seneki maçlarda olduğu gibi yine mi kazanacak derken bu sefer Anand neden satranç tarihindeki en iyi savunmacılardan biri olduğunu gösterircesine partiyi güzel bir şekilde kurtarmayı başardı ve rahat bir nefes aldı. Bu partinin nasıl bir psikolojik etkisi olacağı bilinmez ama belirtmek gerekirse maçtan sonra yapılan basın toplantısında Anand başta –şüphesiz üstün konumdayken partiyi zor kurtarması nedeniyle- biraz gergindi. Yine de geçen seneki maçta birden fazla kez gerçekleşen senaryoya bu kez izin vermemesi Anand için bu partiden alınacak bir moral kaynağı olabilir. Şampiyon için ise henüz endişe edecek bir şey yok, siyahlarla rakibinin üstünlüğünü nötralize ederek kazanca oynamayı başarması Norveçli'nin maça konsantre başladığını gösteriyor. 2. TUR Eğer 1.e4 oynanırsa 2000 Kramnik-Kasparov Dünya Şampiyonluğu Maçı'ndan beri modern satrancın kâbusu haline gelen ve üst seviyede şah piyonu açılışlarına artık neredeyse nadiren rastlamamıza yol açan Berlin Açılışı'nın oynanacağını tahmin etmek zor değildi. Bir önceki seneki maçta tıpkı 2000 senesindeki Kasparov gibi Berlin Duvarı'nı aşamayan Anand bu sefer kendisi geçit vermemek istiyordu. Açılıştan eşit bir konumla çıkan oyuncular arasından çok hafif de olsa inisiyatifi elinde bulunduran isim Carlsen'di ancak henüz bu ufak inisiyatifin kazanca dönüşeceğine dair hiçbir işaret yoktu. Diğer üst düzey oyunculara karşı Anand muhtemelen oyunu berabere yapmakta zorlanmazdı ancak Norveçli'nin en ufak konumsal üstünlükleri ve girişimleri nasıl ustaca kullandığı artık hepimizin malumu. Nitekim savunmada zaman kaybeden ve ufak hatalar yapan Anand'ı Carlsen basit ama dakik hamlelerle cezalandırarak hem taşlarının daha aktif hem de piyon yapısının daha avantajlı olduğu bir konum elde etmeye başardı. Kazanca giden yol gerçi henüz uzundu ve partinin daha uzun süre devam etmesi bekleniyordu ancak Vishwanathan Anand centilmence rakibini hedefe adeta ışınladı! Zor konumda mücadele etmekten yorulan ve büyük ihtimalle demoralize olan Hintli satranççı şampiyonluk maçları tarihine geçecek basit bir hata yaparak rakibine yedinci yatayı ele geçirmek ve mat etmek imkânını verince hemen terk etmek durumunda kaldı. Böylece boş güne girerken Carlsen maç tablosunda hanesine bir puanı yazdırmayı başarmış oldu ve maç stratejisi açısından büyük bir avantaj elde etti. Carlsen'in risk almak istemediğinde yenilmesinin ne kadar zor olduğu göz önüne alınırsa Anand'ın artık Berlin gibi açılışları bırakıp her iki renkle de kazanca oynaması gerekiyor. Tek taraflı bir maç senaryosunun gerçekleşmemesi için Hintli satranççının kendisini toplayıp artık rakibini yenmeyi başarması ve böylece maça rekabet getirmesi bütün satranç severlerin isteği, tabii Norveçliler hariç. Bakalım Salı günü oynanacak üçüncü parti neler getirecek 3. TUR
Böylece Anand Carlsen'e karşı 2010'dan bu yana klasik zaman kontrolündeki ilk galibiyetini almış oldu ve maçta geriye kalan dokuz parti için büyük moral elde etti. Her şeyden önemlisi Carlsen'in de yenilebileceği gerçeğini görmesi –ya da daha doğru bir tabirle hatırlaması- Hintli satranççı için psikolojik olarak önemliydi. Bundan sonraki partilerde daha fazla kendine güvenen bir Anand'ın Carlsen'i çok zorlayacağını tahmin etmek pekâlâ mümkün. Öte yandan şampiyon Magnus Carlsen için de bu mağlubiyet onu vites artırmaya zorlayabilir ve işler Anand için daha da zor bir hal alabilir. Maçta bu senaryolardan hangisi gerçekleşir, Carlsen ilk defa bir unvan maçında karşılaştığı mağlubiyetle nasıl başa çıkar, bunlar üçüncü partinin maça getirdiği heyecanın ifadesi olan sorular. Ama her şeyden önemlisi üst düzey bir satranca sahne olan maçın ilk üç oyun itibariyle son derece zevkli geçmesi. 4. TUR Rusya'nın Karadeniz kıyısındaki kenti Soçi'de devam eden Dünya Şampiyonluğu Unvan Maçı'na dördüncü partiyle devam edildi. Bir kez daha 1.e4'ü seçen Carlsen karşısında bu sefer Anand 1...e5 yerine 1...c5 ve sonra 2...e6 oynayarak Sicilya Savunması'nın Paulsen Varyantı'nı tercih etti. Üçüncü partideki gibi hazırlık kurbanı olmamak için ana devam yollarından kaçınan Carlsen, risksiz bir oyunda beraberliği elinde tutarak kazanca oynamak istiyordu ancak Anand'ın dikkatli oyunu partiyi hep dengede tuttu ve Carlsen ancak sembolik bir avantaj elde edebildi. Vezir finaline taşınan parti Anand'ın ilerlemiş geçeri nedeniyle Carlsen'in sürekli şah çekmesi sonucu berabere noktalandı. Dördüncü parti siyahlarla, Carlsen'in istediği tarz bir oyunda, rakibiyle başa çıkabileceğini göstermesi adına aday Anand için en az kazandığı üçüncü parti kadar önemliydi. Basın toplantısında Carlsen'in "Çok kötü oynadım." demesinde Kasparovvari egosunun dışında Anand'ı eşit veya hafif üstün pozisyonlardan yeneceğine dair inancı da saklı. Bunun gibi oyunlar şampiyonu belki de sonraki partilerde daha fazla risk almaya ve karışık konumlar oynamaya zorlayacak, tabii eğer Anand siyahlarla başarılı savunmasını ileriki partilerde de devam ettirmeyi başarabilirse. Bu da zaten son derece güzel geçmekte olan maçın daha da renklenecek olması anlamına geliyor. Böylece oyuncular ikinci boş güne girerken eşitliğin bozulmadığı maçta heyecan son hızla sürüyor. Boş günün ardından maça 14 Kasım Cuma günü TSİ 14.00'da oynanacak beşinci partiyle devam edilecek. Bakalım Anand beyazlarla bir kez daha Carlsen'i yenmeyi başarabilecek mi, yoksa şampiyon tekrar üstünlüğü ele mi alacak? |
2573 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |